SAHABE’NİN HADİSİ KABÛLÜ VE RİVÂYETİNDEKİ İHTİYATLARI
Hz. Peygamber’in İslâm davetini insanlara ulaştırmasıyla yeni bir toplum ortaya çıkmış; bu toplumun hayatı temel olarak Kur’ân ve onu hayatına aktaran Hz. Peygamber’in etrafında şekillenmişti. İslâm toplumunun devamı ve İslâm’ın daha sonraki çağlara ulaştırılması için hem Kur’ân’ın hem de hadislerin sağlıklı bir şekilde yeni nesillere aktarılması gerekiyordu. Kur’ân, ilâhî korumanın yanında sahâbîlerin de gayretiyle günümüze mütevatir bir şekilde ulaşırken (1) Kur’ân’ın doğru anlaşılması için yegâne kaynak durumundaki hadislerin muhafaza edilmesine azami derecede dikkat edildiği ifade edilebilir.
Kur’ân mütevatir bir şekilde nakledildiği için râvilerinin sorgulanmasına gerek kalmamıştır. Ancak hadislerin tamamı için böyle bir durumdan bahsedilememektedir. Hadislerin sonraki nesillere aktarılmasında en büyük görev Hz. Peygamber’in davetine muhâtab olan sahâbîlere düşmüş, onlar da bu görevi yerine getirmek için üstün bir gayret sarf etmişlerdir.
Kur’ân’da herhangi bir bilgiyi başkalarına ulaştıran kimsenin sorgulanmasını (2) ve bilmediği bir konunun araştırmasını yapmadan peşinden gidilmemesini (3) emreden ayetler ile Hz. Peygamber’in “Kim benim adıma kasten yalan söylerse cehennemdeki [...]